Günümüzde işletmeler, asıl işlerine odaklanarak verimliliklerini artırmak ve daha çok inovatife yönelebilmek amacıyla işletmeleri bünyesindeki tüm destek hizmetlerini outsource ediyor.
Günümüzde işletmeler, asıl işlerine odaklanarak verimliliklerini artırmak ve daha çok inovatife yönelebilmek amacıyla işletmeleri bünyesindeki tüm destek hizmetlerini outsource ediyor. Dış kaynaktan hizmeti tedarik ettiğinde de hem bu konuda uzman olan kurumlara işi teslim etmiş oluyor, hem o konuda maliyeti düşürebiliyor.
Giderek farklı alanlarda talep ediliyor olsa da dış kaynak kullanımı en fazla da temizlik alanında tercih ediliyor. Henüz meslek olarak kabul edilmemesine rağmen milyonu aşkın insan bu alanda istihdam ediliyor. Adına taşeronluk deyin, ne derseniz deyin, temelde işi ehline yaptırmak doğru ve faydalı bir sistem. Ama dış kaynağı doğru seçer, doğru uygular ve gereklerini yerine getirirseniz faydalı, amaca uygun olmuş olur. Hem maliyet avantajı sağlar, hem tesisinizin rutin bakımının sağlanması yanında korunmasını da sağlamış olursunuz. Elbette bu sayede çalışan ve müşterilerinizde temiz ve hijyen ortamda çalışır veya konuk olur.
Tesislerde temizlik ve hijyenin sağlanmasını ancak yeterliliği olan gerçek hizmet firmalarının sağlayabilmesi mümkünken işverenlerin dış kaynak tedarikinde çok da sağlıklı adımlar izlediklerini söyleyebilmek mümkün değil. Her hangi bir projenin yükleniciliğini üstlenebilmek için kapıda onlarca firma var olması belki etken ama hizmet sektöründe tedarik sürecini bu noktaya sadece firmaların kemiksiz olmaları getirmedi. İşverenlerimiz kendi kısa vadeli kar maksimizasyonları için buna çanak tuttu. Verdikleri bedel ile hizmetin sağlıklı görülüp görülemeyeceğine, firmaların bu kar marjlarıyla yaşayıp yaşamayacağına, yapmaları gereken yasal ödemeleri yapıp yapamayacaklarına bakmaksızın işe soyundurdular, hizmet (!) aldılar. Müteselsil yasal sorumluluktan kaçınmak için de formüller geliştirdiler. Salt düşük fiyata odaklı olarak seçilen temizlik hizmet firmasının, hatalı seçimle görevlendirilen yüklenicinin kendisinden beklenilen işe, göreve kaldıraç olabilmesi mümkün değildir. Bu tarz dış kaynak tedariklerinde süreçte hem ana işveren, hem de sözüm ona yüklenici firma ciddi kayıplara uğrar. Dahası insan kaynağı ve kamuyu da mağdur eder.
Bu tarz salt fiyata dayalı olarak iş alan firmaların işe başladıktan sonra İşveren’i aldatabilmeyi (!) beceremiyorsa kısa sürede işi bırakmak durumunda kalması, İşverenin rahatlıkla yenisini ikame edebilmesi asla çözüm değildir. Bu yaklaşımla İşverenler ancak “ucuz etin yahnisine” muhatap olabilirler. Çünkü, eğitimsiz iş görenler, vasıfsız operasyon kadroları, yanlış malzeme kullanımı ve teknikleri nedeniyle hem tesisleri erken yıpranıyor, hem de işi bilmeyenlerle işi % 27 daha fazla maliyet ve emekle çözümleme durumuyla baş başa kalıyorlar.
Ayrıca seçilen firmanın hizmet yeterliliği temelde olsa bile, aslında o firmada ödenen fiyatla, sözleşme bedeli ile bir anlamda sınırlandırılmış da oluyor. Bu durumda işleri outsource etmenin de bir anlamı kalmıyor. Müşterisine sadece çalışanının asgari ücretini yansıtabilen hizmet firması; ne iş güvenliği tedbirleri alabilir, ne eğitim verebilir, verdirebilir, ne vasıflı personel istihdam edebilir, üstelik kıdem tazminatı doğmaması için uzun vadeli, istikrara dayalı istihdam da sağlayamaz.
Fotoğraf bu iken İşvereninin “şapkadan tavşan çıkarması” talimatını da yerine getiremez. Dükkan satmak için danışman kullanan işverenler, o dükkanlarında rantabl çalışabilmesi ve tesisin korunması adına belki daha da önemli olan bu konuda, perakende uzmanından değil doğru iş tanımı, doğru fizibilite ve doğru görevlendirebilme için bu konuda uzmanlaşmış objektif danışmanlardan da destek almayı benimsemeliler.
Henüz çoğunluğu teşkil etmeseler de uzun vadeli hesap yapmasını bilen İşverenlerin, outsource mantığına uygun olarak daha iyi hizmet ve yeni yasal düzenlemeler sonucu yasal maddi sorunlarla karşılaşmamak için hizmetini giderek daha profesyonel, gerçekçi kurumlardan almayı tercih etmelerine şahit olmak da memnuniyet verici. Böyle örnekleri de, ağırladığı konuğunun sağlığını, hijyenini düşünen işverenleri de takdir etmek lazım. Örneğin Mecidiyeköy deki AVM’lerden birinde yürüyen merdivenlerin başına yeni bir reklam mecrası monte etmişler. Cihaz, aslında reklam mecrasından ziyade monitörün içindeki düzenekten yürüyen banda ulaşan ultraviyole ışınlarıyla sıfır toleransa sahip inovatif bir hijyen sağlayıcı. Müşterisine, çalışanına, konuğuna önem veren, bu konuda bütçeleme başarısını gösteren işletmelerin artması en büyük dileğimiz. Firmaların, hizmet yerine hayal satın almamak için uzun süre bir arada çalışabilecekleri, gerçek anlamda çözüm ortağı olarak görebilecekleri yetkin firmaları tercih edip, doğru maliyetlerle ilişkilerini sürdürmeleri; hem outsourcing felsefesine uygun olacak, hem de kendi işlerine daha bi odaklanıp iş verimliliklerinin, karlılıklarının artmasına neden olacaktır.
Tüm işletmelerimizin, özellikle de temizlik hizmetini dış kaynaktan tedarik eden kurumlarımızın gerçek anlamda dış kaynak kullanımının avantajını yaşamalarını, Milliyet Temizlik okurlarına ter temiz günler diliyorum
RECEP ALİ AKSOYLU
Acoor İş Geliştirme ve Hizmet Yönetimi
temizevim temizlik şirketleri
YanıtlaSilÇok güzel makale olmuş ellerinize sağlık. Diyarbakır Temizlik Şirketleri
YanıtlaSil