17 Ocak 2017 Salı

İSTASYON BTM (Butik Temizleme Merkezi) FARKI YAŞAYIN



İstasyon BTM’nin Genel Müdürü Fethi Uyanık, ”Makinamızın özelliği bir organik kimya bileşiği olan Hİ Glo ile çalışmasıdır.” dedi.

Yeni nesil son teknoloji Alman BÖWE marka kuru temizleme makinesi kullandıklarını söyleyen İstasyon BTM’nin Genel Müdürü Fethi Uyanık, ”Makinemizin özelliği bir organik kimya bileşiği olan Hİ Glo ile çalışmasıdır.” dedi
2015 yılında faaliyete geçen İstasyon BTM,kuru temizleme,çamaşırhane gibi birçok farklı sektöre hizmet vererek iş kalitesiyle rakiplerini geride bırakıyor.Aynı zamanda temsil ettiği makine markalarının teşhirini ve uygulamalı eğitimlerini gerçekleştiren İstasyon BTM, insan ve çevre sağlığına zararlı kimyasal, ilaç veya uygulamaları bünyesinde barındırmayarak,sektörde çeşitli çalışmalarıyla fark yaratıyor.
  • Okurlarımıza sizi tanıtmak isteriz, bize biraz kendinizden ve firmanızdan bahseder misiniz?
İstasyon BTM(butik temizleme merkezi)bir EF Kimya kuruluşudur.2015 yılı başında faaliyete geçmiştir.EF Kimya,16 yıldır yaklaşık 10 farklı sektöre hizmet vermektedir.Bu sektörlerden biri kuru temizleme ve çamaşırhanelerdir.Bu kurumların tüm sarf malzeme ihtiyaçlarını karşılamaktayız.Yine bir grup şirketi olan İstasyon Makine A.Ş. temsil ettiği köklü ve kıymetli dünya markası makine markalarının teşhirini ve uygulamalı eğitimlerini İstasyon BTM(butik temizleme merkezi)’de yapmaktadır.İstasyon BTM,mevcut makine parkuru,son işlem uygulamaları ve gerçek organik çevreci hizmetleriyle dünyada eşi benzeri olmayan bir konuma sahiptir.Ne New York’da,Tokya’da ne de Londra veya Berlin’de benzer bir kuruluş bulunmamaktadır.

  • Firmalarınızın çalışmalarını ve hedeflerini öğrenebilir miyiz?
Grubumuzda üç şirket bulunmaktadır.Tüm şirketlerimizin amacı dünyadaki kimya ve makine   alanlarında gelişmeleri Türkiye’ye yansıtmak endüstriyel temizlik ve arındırma proseslerinde en çağdaş ve en çevreci hammadde,makine ve uygulamaları çok kıymetli ülke sanayimizle ve vatandaşlarımızla buluşturmaktır.
  • Firmanızın müşteri portfoyunu nasıl tanımlarsınız?
2015 yılından itibaren istedikki en bilinçli,en detaycı,araştırmacı,kültür seviyesi yüksek bir semte hizmet vermek amacıyla yola çıktık.Bu yüzden bu kıymetli işletmeyi aslında pek çok nokta varken Erenköy’de açtık.Giyim ve ev tekstilinde imkansız,olamaz ya da nasıl olur? denilen yıkama ve ütüleme sistemlerini bu noktada halkımızla buluşturduk.İşimizin çok zor olduğunu biliyoruz.İstiyoruz ki tüm ülkemiz bu alanda da çağdaş,çevreci,sağlıklı ve üst kalitede hizmet alabilsinler.Açıldığımız günden beri 2000 civarında kayıtlı müşteri portfoyu oluştu.Bu portfoyun yönetimini bir bilgisayar yazılımı ile takip etmekteyiz.Müşterilerimizin kişisel özelliklerini,taleplerini ve beklentilerini kayıt altına alıyoruz.Bu doğrultuda her müşterimizin başta sağlık sorunları,hassasiyetleri esas olmak üzere hizmetlerimizi detaylandırıyoruz.Böylece sıradan,standart değil kişiye özel çözüm ve hizmetler üretebiliyoruz.
  • BTM, “ Farkı Yaşa ” sloganıyla sektöre giriş yapmaktasınız. Bize biraz bu farklılıklardan bahseder misiniz?
Zaten birkaç farkımızdan bahsettim.İstasyon BTM ‘ de insan ve çevre sağlığına zararlı kimyasal,ilaç veya uygulama bulunmamaktadır.Bu sizce çok değerli bir fark değil mi?Bundan daha kıymetli ne olabilir!Doğadan elde edilen yıkama ilaçlarımızla,tamamen şişirme,vakum ve buhar kullanılarak yapılan son teknoloji robot ütülerimizle ve çok farklı leke çözümü çalışmalarımızla ciddi bir fark yaşattığımızı düşünüyoruz.Ürün teslim alırken bile karşılama bankomuzun özel aydınlatma bölümünde hata,leke tespit ve tanımlaması yapmaktayız.Sadece bu özelliğimizle bile Türkiye’de tek olduğumuzu düşünüyorum.

  • Hizmet geliştirmede hangi kriterleri göz önüne alıyorsunuz?
İstasyon BTM olarak bizler hizmet sektöründeyiz.Bir tür temizlik hizmeti.Bu ciddi bir iştir.Bir kıyafetin ya da bir metaryelin bu bir sanayi ekipmanı da olabilir bir gömlek de olabilir,temizlenmesi demek; ona hoş kokular sürmek, iki sudan geçirmek ,ıslatıp kurutmak, uygunsuz deterjan ve kimyasallara maruz bırakmak anlamına gelmez.Sahip olduğumuz makine ve kimya şirketlerinin İstasyon BTM dahil ortak paydası gerek sanayide gerekse evimize giren ve temizlik prosesine ihtiyaç duyan her şeyde ortak çözümün doğru ekip,ekipman ve uygulamalarda olduğudur ve bunların önce insan ve çevre sağlığına zararlı olmayışı ve en önemlisi geleceğe kötü tohumlar ekmemesidir.Doğru ekipman her şeyi çözmüyor.Eğitimli personel bu işin püf noktası.Ekipmanınız ne kadar çağdaş, kaliteli olursa olsun personeliniz yetersiz ve bilgisiz ise hizmetiniz hiçbir işe yaramaz.Ürünleriniz kuru temizlemeye gider ancak gerekli ve doğru uygulama görmeden poşetlenir ve size geri gelir.Bu genelde böyledir.İşine özen gösterenleri yine gayrı tutarak söylüyorum.Biz yaptığımız araştırmalarda binlerce kişiye sorduk ve ben kuru temizlemecimden çok memnunum cevabını alamadık.Birçok vatandaşımız kirli,lekeli,ter kokmuş veya ütülenmesi gereken mikroptan,bakteriden arınmasını istediği birçok farklı ürününü temizlenmek üzere bu sektöre emanet ediyor ancak her sektörde olduğu gibi bu sektörün de başlıca sorunu eğitimsiz personel olduğundan ve yeni nesil ekip,ekipman ve sarf malzeme kullanılmadığından yeterli hizmeti alamıyor.Bir ürünün parfümlenmesi ürüne uygun olmayan bir uygulamayla yıkanması veya yıpratılarak ütülenmesi malesef bu hizmeti tam sağlamış olmuyor.Bu sektörde olması gereken önce ürün tespiti sonra sorun tespiti ve bu ürün ve soruna uygun arındırma,temizleme ve son işlem dediğimiz ütüleme hizmetinin doğru yapılmasıdır.Eğer bunlara dikkat edilirse parça başı maliyetler kadar eğitim de önemsenirse ve biraz kazancımızı işimize yatırırsak doğru noktaya hep birlikte geliriz diye düşünüyorum.

  • Her alanda rekabetin arttığı gerçek firmanızı etkiliyor mu?
Ben vatandaşlarımıza şunu söylemek istiyorum.Bir hizmet alırken ki bu hizmet her alanda olabilir.Lütfen bu hizmeti fayda -zarar, doğru-yanlış terazisine koysunlar ve faydalı doğru hizmet almaya gayret etsinler.Tabiki maliyetler ve cepten çıkan ücretler önemli saygı duyuyorum ; ancak cebimizden daha az çıksın derken farkında olmadan başka zararlar görmeyelim.Herkes iyi niyetle ve bilinçli hizmet etmeye çalışsın.Biz böylesi bir rekabetin önünde saygıyla eğilmesini de biliriz.Bu rekabet herkese kazandıracaktır.
  • ‘’HiGlo’’ ürünü ile gerçek organik kuru temizleme nasıl yapılmaktadır?
İşletmemizde yeni nesil son teknoloji Alman BÖWE marka kuru temizleme makinesi kullanmaktayız.Makinemizin özelliği bir organik kimya bileşiği olan HiGlo ile çalışmasıdır.HiGlo kanserojen etkisi sıfır olan çevre ve insan sağlığına en az risk içeren ve kuru temizleme için özellikle üretilmiş bir kimyasaldır.

  • Üretmiş olduğunuz ürünler, hangi özellikleri ön plana çıkarıyor?
İstasyon BTM’de lekeye karşı sert ve agresif kumaşa karşı son derece hassas dengeyi sağlayan HiGlo isimli kimyasalı kullanmaktayız.Filtreli ve geri dönüşümlü son nesil kuru temizleme ve yıkama makinelerimizde insan ve çevre sağlığına zarar vermeyen organik temizleme yapmaktayız.Aynı anda dozajlama ünitesine sahip ıslak yıkama(wet clean ) ve kumaşları asla yıpratmayan kıyafet ölçülerine sensörlenmiş otomatik robotlar vasıtasıyla ütüleme sistemlerimiz de mevcuttur.Sadece kıyafetler değil,tüm ev tekstil ürünleri dahil (stor, perde, yorgan ,battaniye, koltuk, kumaş vs.) temizlemekteyiz.
  • Müşteri memnuniyeti hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Bu konuda nasıl bir strateji izlemektesiniz?
Biz,öncelikle teşekkür ediyoruz size,konuyu ciddiye alıp bize kulak verdiğiniz için.Önce tüketicinin bilinçlenmesi lazım.Şunu sormaları lazım:’’Ben nasıl bir hizmet almak istiyorum?’’ ve ‘’nasıl almalıyım?’’Burada tüketiciye de görev düşüyor.’’Benim ürünlerim temizlenmesi esnasında başkalarının riskli ürünleriyle birlikte mi yıkanıyor?Ürün kategorisi ayrımı yapıyor musunuz ve nasıl işlemlerden geçiriyorsunuz?Ya da benim ürünlerimi nasıl işlemlere tabi tutuyorsunuz?Mikrop ve bakterilerden nasıl arındırıyorsunuz?Ürünlerimde temizlendikten sonra cildime veya temas ile deri gözeneklerimden kanıma karışan zararlı maddeler bulunuyor mu?Yıkama ünitelerinizin filtrasyonu var mı,bakımları zamanında yapılıyor mu?’’Bunları düşünmekte ve sormakta fayda var.Ayrıca bu tüketicinin en doğal hakkı.
  • Temizlik Sektörünün geldiği noktayı, geçmişle kıyaslarsak gelişimi hakkındaki değerlendirmeleriniz ve düşünceleriniz nelerdir?
Biz küvetlerde kumaşın yağını almak için benzin hammaddeleriyle kıyafet çiğneyen adamlar gördük.Tinerle ve daha birçok zararlı maddeyle leke çıkartan ustalara şahit olduk.Ön planda askılarda sıralanmış cic cici kıyafetler dururken arka planda bunlar olmaktaydı.Atletli adamlar sıra sıra dizilmiş ,ağızlarında sigara sabahtan akşama kadar ezme ve sürtme yöntemiyle ütü yapmaktaydılar.Şimdi ise sektör çok yol aldı.Sadece bir robot ile günde 600 gömlek ütülemek ve 1200 kg civarında bir tek makine ile sadece 3 kg kimyasal kaybıyla ürün yıkamak mümkün.Üstelik çevreye ve insana hiç zarar vermeden yeni nesil ve son teknoloji kuru temizleme makineleriyle bunu yapmak mümkün.Bizi çok daha hızlı ve verimli kaliteli bir gelecek bekliyor.Buna herkes hazırlıklı olmalı.İstasyon BTM kalitesiyle fark yaratıyor,siz de bu farkı yaşayın.
CLEANER MAGAZINE

Cleaner Magazine Medya Grup Başkanı Hakkı Korkmaz; Sektörümüz İle İlgili Her Konu Artık Ulusal Basında Yer Alacak.


Endüstriyel temizlik sektöründe her zaman ilkleri gerçekleştiren HK PR & İLETİŞİM firmasından sektöre bir hizmet daha,sektörümüz ile ilgili her konu artık ulusal basında yer alacak.
Destek veren bütün firmalarımıza teşekkür ederim.
Gazetemizi Google play ve App store’lerden
” CLEANER MAGAZINE ” indirip okuyabilirsiniz.
Saygılarımla,
Hakkı KORKMAZ
Ajans Başkanı
CLEANER MAGAZINE

Temizlikte Kadın Eli



İTÜ Kimya’ya birincilikle giren ve 1988’de birincilikle bitiren Sevginar Baştekin’in 2010’da kurduğu 1K Kimya AŞ, geçen yıl 7 milyon lira olan cirosunu bu yıl 21 milyon liraya çıkarıyor. Çok amaçlı temizlik ürünlerinde inovatif ürünlerle imza atan Baştekin, şimdi de üretim kapasitesini yüzde 50 arttırıyor.

TÜRKİYE’nin kadın girişimci sayısı hızla yükseliyor. Lise 1’inci sınıfta ilk kez girdiği kimya laboratuvarından çok etkilenip ‘kimya mühendisi olmalıyım’ diyen Sevginar Baştekin’in 2010’da kurduğu 1K Kimya AŞ, HighGenic markalı çok amaçlı temizlik ürünleriyle bu yıl 21 milyon lira ciroya ulaşıyor. Geçen yıl cironun sadece 7 milyon lira olduğunu belirten Baştekin, çok sayıda inovatif (yenilikçi) ürün geliştirdiklerini ve bu nedenle hızlı büyüme yakaladıklarını söylüyor. Eşi Özcan Baştekin ile birlikte yeni yatırımlar planladıklarını anlatan 1K Kimya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sevginar Baştekin şöyle anlatıyor öyküsünü:
PERTEVNİYAL VE İTÜ
Bulgaristan göçmeni Türklerdeniz. Ben 13 yaşımdayken geldik. Babam esnaflık ve ticaret yaptı. Pertevniyal Lisesi’nde okudum. Lise 1’inci sınıfta kimya laboratuvarına ilk girdiğimde adeta büyülenmiştim. O anda ‘ben imya mühendisi olmalıyım’ dedim. Sonra İTÜ Kimya’yı birincilikle kazandım ve 1988’de de birincilikle mezun oldum. Üniversitede okurken Biruni Laboratuvarlarında çalışmaya başladım. 4 yıl kadar sürdü ve kızımın doğumu ile ayrıldım. 1 yıl sonra tekrar iş başvurusu yaptım ve laboratuvarlara test cihazları pazarlayan bir firmada çalışmaya başladım. Satılan cihazların eğitimlerini veriyordum. 4 yıl kadar da orada önemli tecrübeler edindim. Sonr ada oğlumun doğumu oldu ve ben yine çalışmaya ara verdim.
LEKE ÇIKARICI MERAKI
Bu arada leke çıkarıcılara merak sarmıştım. O denemde çok az vardı. Doğumdan sonra küçük bir laboratuvar yapmıştım ve orada 1999’dan itibaren ürün geliştirmeye başladım. Yedi tane leke çıkarıcı üretmiş oldum ve Migros’a gidip ürünlerimi tanıttım, ‘alırız’ dediler. Dört ortaklı bir iş modelimiz vardı ve bir noktada tıkandı, 2008’de de bitti. Evliliğim de son buldu. Sonra, Pertevniyal’de sınıf arkadaşım olan Özcan Bey ile evlendik. Kendisi makine mühendisidir. 2010’da da 1K Kimya AŞ’yi kurdum ve üretim yatırımı yaptık. İlk Özdilek ile çalışmaya başladık sonra Metrove birkaç perakende zinciri de devreye girdi. 2011 sonuna doğru ise A101’lere girdik ki bizim büyümemizde kaldıraç oldu. Özcan Bey, THY’de üst yönetici olarak çalışıyordu ve 2013’te oradan ayrıldı. Şimdi işimizi birlikte büyütüyoruz. Leke çıkarıcılar ve özel temizlik ürünleri yapıyoruz. 41 kişilik istihdamımız var. İki ay sonra yeni yatırımımız tamamlanacak ve çalışan sayımız da doğal olarak artacak.”

BİZİ İNOVASYON HIZLI BÜYÜTÜYOR
1K Kimya AŞ CEO’su Özcan Baştekin ise, büyüme başarısının püf noktalarını şöyle özetliyor: “2010 yılında Sevginar Hanım yeniden başlamak isteyince, ben de üretim, pazarlama, finans açısından yönetim tecrübemle destek oldum. 6 yıl oldu ve hiç kredi kullanmadık. Sıvı deterjan üretmek yerine niş ürünlerde karar kıldık ve her yıl çok yüksek oranlarda büyüme yakaladık. 2012’de 3.8 milyon TL ciro yapmıştık, 2015’te 7 milyon TL’ye ulaştık.  2016’yı ise 21 milyon TL ile tamamlıyoruz. Büyümenin en önemli sebebi eşimin ‘yeni icatlar yeni ürünler’ çıkarması. Mesela bu yıl ki kaldıracımız çok amaçlı (fonksiyonel) bir temizlik ürünü oldu ki su tutmayan, kirlenmeyi geciktiren silikonlu bir ürün. Üstelik farklı materyallerin temizliğinde kullanılabiliyor. Bizde en baştan beri patentli ürün sayısı çok. Bazı ürünlerimizi piyasaya sürmek için doğru zamanı bekliyoruz.” Hürriyet EKonomihttp://www.hurriyet.com.tr/temizlik-sultani-40291162
CLEANER MAGAZINE

İSTASYON BTM Genel Müdür Fethi Uyanık ; Yakında Sektörde Çok Şey Değişecek !

Buhar Jeneratörleri, Çamaşırhane ve Kuru Temizleme pazarlarında faaliyet gösteren İSTASYON MAKİNE A.Ş.” Farkı Yaşa ” sloganı ile sektörde oluşturdukları sinerji ve ekip ruhunu İSTASYON BTM markası ile pekiştirdi.

İSTASYON BTM Genel Müdürü Fethi Uyanık; 2017 projelerimizin lansmanını çok yakında yapacağız. Ulusal basında Tv, dergi ve gazetelerde yapacağımız çok faydalı yayınlarla sektöre hizmet etmek istiyoruz. İSTASYON BTM (Butik Temizleme Merkezi)’de ,tamamen insan ve çevre sağlığını gözeterek son nesil ve teknoloji kullanarak ev tekstili ve kişisel tekstil ürünlerini kesinlikle yıpratmadan temizlemekte ve sağlıklı hizmet vermekteyiz. Maalesef sektörde kötü şartlarda, teknolojisi eskimiş makinelerde ve sağlıksız uygulamalarla yapılan kuru temizleme işlemler yüzünden vatandaşlarımız sağlıklarını riske atmaktadırlar. Bunun yanı sıra kıyafetlerde ciddi hasarlar oluşabilmekte ve maddi değeri yanında manevi değeri de olan giysiler de bozulmaktadır.
İSTASYON MAKİNE desteği ile Türkiye’de son teknolojiyle ilk ve tek olarak kurulan İSTASYON BTM (Butik Temizleme Merkezi)’de ‘’HiGlo’’ ürünü ile gerçek organik kuru temizleme yapılmaktadır.Her çeşit giyim; gömlek, ceket, pantolon, mont vs. otomatik ütü robotlarında hassas olarak ütülenmektedir.Bu hizmetler verilirken çalışan tüm ustalarımızın bilinçlenmesi ve bu işin ne kadar önem arz ettiğini anlamaları açısından eğitim yine vazgeçilmez bir unsur!
Doğaya dost makina ve hijyen ürünlerimizle, insana ve çevre bilincine saygı anlayışımızla hizmet etmeye devam ediyoruz. Tüm tüketicileri bilgilendirmeye ve daha kaliteli hizmet almaya davet ediyoruz. Ülkemiz ve insanlarımız daha iyisini çok daha iyisini hak ediyor!
Farkı hep birlikte yaşayalım!
CLEANER MAGAZINE

Endüstriyel Temizlik Sektörüne Yön Veren Kadınlar Ocak’ta İstanbul’da Biraraya Geliyor !


Cleaner Magazine dergisi 2017 yılına muhteşem bir start vererek, Endüstriyel Temizlik Sektörüne yön veren kadınları Ocak ayında  İstanbul’da biraraya getiriyor. Bu organizasyonun mimarı Cleaner Magazine Medya Grup Başkanı Hakkı KORKMAZ; Kadınların iş dünyasının hemen her kulvarındaki dominant etkisi son birkaç yıldır sürekli ivme kazanan ve en nihayetinde artık net bir şekilde ortada olan bir durum.Kadınlar bugün ekonomiye güç verdikleri gibi bilimden akademik dünyaya farklı alanlarda arkalarına yeni nesil iş yapma rüzgarını da alarak bilime & teknolojiye, endüstriyel temizlik sektörüne de ilham veriyorlar.Fikirleri ile dünyayı kendi alanlarında değiştiren Türk İş Kadınlarını bir araya getirmek istiyoruz.Ayrıca kadınları yönlendirecek akımlar olduğu sürece kendilerini ifade edebildiklerini vurgulayan sektörde ki iş Kadınlarımız , erkek egemen olan endüstriyel temizlik sektöründe kadınların kendi tarzlarını ortaya koymaları çok sevindirici bir durumdur.Gelişmeler hakkında daha detaylı bilgileri çok yakında bu sütunlarda okuyabilirsiniz.
CLEANER MAGAZINE

Şişli Mesleki ve Anadolu Teknik Lisesi öğrencileri ABD’de düzenlen Robot yarışmasına hazırlanıyor.


Ülkemizin 5000 i aşkın öğrencisi ile en büyük okullarından olan, yaptığı işbirliği ve farklı çalışmaları ile adından sıkça söz ettiren, 23 özel laboratuvarı ile gerek Ülkemize gerekse tüm Avrupa, Balkanlara örnek olmuş, Sektör ile işbirliğinde Mesleki ve Teknik eğitime çığır açmış bir okulumuz. 1960 yılında kurulan ve kurulduğu günden bu güne On binlerce mezun vermiş, verdiği mezunlar Türk sanayisinin temel taşı ve motor gücü olmuş, istihdam oluşturmuş sanayimizin gelişmesinde dolayısıyla ülkemizin kalkınmasında çok büyük rol almıştır. Zaten Okul Müdürünün; Okulun web sayfasındaki “Bizler Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak bizi biz yapan  değerlerimizi, gelenek ve göreneklerimizi milli kültürümüzü, birlik ve beraberliğimizi koruyarak evrensel ve bilimsel yolları kullanarak ülkemizin gelişmesi ve kalkınması için bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip nitelikli insan gücü yetiştirmeye gayret ediyoruz. Günümüzde hızlı teknolojik değişim, gelişim ve kültürel yapılaşma süreci iş dünyasını etkilediği gibi ülkelerin  güçlü olmasında da etken olmaktadır.
Bu durum “topluma faydalı, Türk sanayisine katkıda bulunabilecek, bilgi ve beceriye dönüştürebilecek, mesleki eğitime ihtiyaç duyan herkese, teknolojik gelişmeleri takip ederek aile ve sektörle işbirliği içerisinde, sosyal yönü güçlü kılan teknik ve mesleki eğitimi vermek” misyonu ile hareket eden okulumuzu önemli kılmaktadır” mesajı; okulun misyonunu bir nebze de olsa açıklamaktadır. İşte bu okul aynı zamanda yurt dışındaki yarışmalarda ülkemizi temsil etmektedir. Bu yarışmalardan biri de 2016 yılında ABD’de ve ülkemizde düzenlenen ve dünyanın en prestijli robot yarışması olarak kabul edilen FRC’de ödül alan Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri yeni başarılara imza atmak istiyor. 2016 yılında Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ABD’de düzenlenen First Robotic Competiton’da (FRC) “Rookie Inspiration Award-İlham veren takım” ödülünü aldı. Ödül, yarışmaya ilk kez katılan ve başarılı olan takımlara veriliyor. Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 2015 yılında ilk defa Türkiye’de yapılan ve 23 lisenin katıldığı ön değerlendirme niteliğindeki yarışmada da dağıtılan toplam 8 ödülden 3 ödülü alarak finalist olmuş ve Fikret Yüksel Vakfı tarafından yarışmaya katılan başarılı okullara verilen 6 bin ABD doları tutarındaki para ödülüne layık görülmüş. Bu yarışmayı kısaca tanımlamak gerekirse:
FIRST® Robotics Competition 1992 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri merkezli olarak düzenlenmekte olup, klasmanındaki en prestijli robot yarışı olarak kabul ediliyor. Yapılan etkinliklerde, öğrenci gruplarının belirli kurallar çerçevesinde belirlenen takım kurmaları ve sonucunda da belirlenen limitler dâhilinde bir maliyeti aşmayacak şekilde yarışacak bir robot programı geliştirmeleri isteniyor. RC’nin en önemli özelliği, öğrencilerin ders dışı bir alanda birlikte iş yapma, takım kurma özelliklerinin ve yaratıcılıklarının geliştirmesi. Bu nedenle geliştirilen robotlar sadece teknik açıdan değerlendirilmiyor, her robot bir proje olarak ele alınıyor ve planlama, tanıtım, sponsorluk görüşmeleri, ekip koordinasyonu, yardımlaşma, iş güvenliği açılarından ayrı ayrı değerlendiriliyor. Her yıl farklı bir konseptle yarışmaya katılan öğrencilere ana tema dünyanın her yerine aynı gün, aynı saatte ABD’den iletiliyor. Yarışmaya katılan öğrencilerin tümüne aynı parçalar gönderiliyor. Bu yıl gerçekleştirilen FRC yarışmasına katılan öğrenciler robotu inşa ederken mühendislik becerilerini göstererek en gelişmiş robotu imal etmeye çalışıyor. RC’ye ilgi her yıl artıyor. Takımlar bu çalışmaları yaparken tüm giderlerini sponsorlar vasıtasıyla gerçekleştirmektedir. IstanBulls takımı da 2016 yılı yarışmasına ABD’de 10 öğrencisi ile sponsorları desteği ile katıldı. 2017 yılı için destek arayan takım yeni başarılar imza atıp ülkemizi gururlandırmak istemektedir.
Daha başarılı sonuçlar almak istiyoruz
FRC Robot yarışmasında Okulu ve Türkiye’yi başarıyla temsil eden Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Öğrencileri; Biz, okul olarak birçok Uluslararası yarışmalarda ülkemizi temsil etmekten onur duyuyoruz. Bu, çok gurur verici bir durum. İlk kez katıldığımız bu yarışmada Hem Türkiye ayağında hemde ABD de çok önemli bir başarı kazandık. Takımımız yarışmaya hazırlık aşamasında gece gündüz çalıştık ve ABD’de çok iyi bir performans ortaya koyduk. İstiklal marşımızı ABD’ de okuduk. Tüm tribünler bizi ayakta alkışladı. Takımımızın Ödül seremonisinde seyircilerin alkışı görülmeye değerdi. Bu başarıda emeği geçen herkese, bizlerin bu yarışmaya katılması için destek sunan sponsorlarımıza teşekkür ediyoruz. Özellikle başta Okul müdürümüz Yakup ALP olmak üzere tüm idareci ve öğretmenlerimiz bize çok destek oluyor, bizi motive ediyor, gün geliyor gece 12 ye kadar çalışıyoruz. Yeterli desteği bulursak önümüzdeki dönemlerde de ülkemizi ABD’de temsil etmek ve ilk deneyimizden yola çıkarak daha başarılı sonuçlar almak amacındayız.” dedi. Yarışmaya katılan bir başka öğrenci; “Bu bizim için çok önemli bir deneyim oldu, hem bilgimiz, hem birlikte iş yapma yeteneğimiz, hem de özgüvenimiz arttı. ABD den döndükten sonra yabancı dilin ne kadar önemli olduğunu gördük ve şimdi İngilizce çalışıyoruz. Yine bir araya gelip, bilimsel bir çalışma yaptığımızda neleri başarabileceklerimizi gördük. Hatta bu vesile ile robot eğitimi içerikli cep telefonları için Android uygulama tasarladık ” dedi. Elektrik- Elektronik alanı son sınıf öğrencisi IstanBulls takım kaptanı Doğukan Çetinerler “IstanBulls takımı olarak elimiziden gelenin en iyisini yapmak için çabalıyoruz. Takımımız tamamen sponsorluk bütçeleri ile hazırlanmakta ve bu yıl için de sponsor arayışlarımız devam etmektedir. Desteklerinizi bekliyoruz” şeklinde konuştu. Bu arada Okulun motor alanı öğrencilerinin de her yıl Avrupa’nın en iyi 11 Meslek okulunun katıldığı “Uluslararası Motor Teknisyenliği” yarışmasında Ülkemizi temsil ettiğini, başarılı sonuçlar aldıklarını öğrendik.
Hatta bu yarışmaya katılan öğrenciler öğretmenleri ile birlikte yarışma için kendileri okulda istasyon oluşturduklarını ve bu istasyonları aynı zamanda eğitim aracı olarak kullandıklarını öğrendik.
CLEANER MAGAZINE

Özel güvenliğe 15 Temmuz ayarı


ÖZEL güvenlik sektörüne 15 Temmuz ayarı yapıldı. 680 sayılı KHK’nin 6. maddesiyle Özel Güvenlik Hizmetleri Kanununda bir dizi değişiklik yapıldı. Düzenlemeyle birlikte valilere, AVM’ler başta olmak üzere özel güvenlik izni verilen yerlerde alınan tedbirlerin arttırılmasına karar verme yetkisi verildi.

Özel güvenlik şirketlerinin kurucu, yönetici, eğiticileriyle ortaklarında aranan şartlara ‘güvenlik soruşturması olumlu’ olmak hükmü eklendi. Özel güvenlik görevlileri hakkında, silah taşısın taşımasın, 5 yılda bir kimlik yenileme sırasında yapılan güvenlik ve arşiv soruşturması, gerekli hallerde bu süre beklenmeksizin yapılabilecek. Böylece halen sektörde çalışan 320 bin özel güvenlikçi yeniden arşiv ve güvenlik soruşturmasından geçebilecek.
KHK ile kanunda yapılan değişiklikle, soruşturması olumlu olmayan bu kişiler özel güvenlik şirketinin kurucu, yönetici, eğiticisi veya tüzel kişi ortağının yetkili temsilcisi olamayacak. Ayrıca bir alanda 15 kişiden fazla güvenlik görevlisi çalışan yerlerde en az bir güvenlik sorumlusu olması gerekecek.
Güvenlik sorumluları en az iki yıllık üniversite mezunu olacak. Valiler kamuya açık alanlarda, AVM’ler, konserler, spor karşılaşmaları gibi özel güvenlik izni verilen yerlerde alınan tedbirleri yetersiz bulup, artırılmasını isteyebilecek.
İL DIŞINDA SİLAH İÇİN İZNE GEREK KALMADI
Yapılan bir başka değişiklikle koruma olarak silah taşıma yetkisi olan özel güvenlik görevlileri, korudukları kişiyle birlikte oldukları sürece il değiştirdiklerinde valiliklerden izin alma zorunluluğu kaldırıldı. Ayrıca yanlarında korudukları kişi olmaksızın il sınırları içinde silah taşıyabilecekleri hükmü getirildi.
Özel güvenlik kimlik kartını başkasına kullandıranlara verilen para cezası bin liradan 3 bin liraya çıkarıldı. Özel güvenlik görevlisini koruma ve güvenlik hizmetleri dışında başka bir işte çalıştıran, üniforma giydirmeyen kurum ve kuruluşlara her tespit için 3 bin lira para cezası verilecek.
POLİSE DİRENENİN KİMLİĞİ İPTAL OLACAK
Genel kolluk kuvvetlerine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla direnen veya kullanan ya da tehdit eden özel güvenlik yöneticisi ve görevlisi ile ateşli silahını bu kanuna aykırı veya görev alanı dışında kullanan, görevi dışında üniforması ile toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılan özel güvenlik görevlilerinin kimlik kartları iptal edilecek ve bir daha özel güvenlik alanında çalışamayacak.
TERÖRLE İRTİBATI OLAN KAPATILACAK
Yine yasada yapılan değişiklikle amacı dışında faaliyet gösterdiği veya suç kaynağına dönüştüğü ya da terör örgütlerine aidiyeti, irtibatı ya da iltisakı bulunduğu tespit edilen şirketlerin faaliyet izni iptal edilecek. Bu şekilde faaliyet izni iptal edilen şirketlerin kurucu, temsilci ve yöneticileri özel güvenlik alanında faaliyette bulunamayacak.
60 bin çalışanıyla özel güvenlik sektörünün en büyük temsilcisi olan Güvenlik Servisleri Organizasyonları Derneği (GÜSOD) Başkanı Murat Kösereisoğlu, KHK değişikliklerinin KayseriBeşiktaşReina terör saldırılarıyla ilgili olmadığına dikkat çekti. Kösereisoğlu, şöyle konuştu:
REİNA İÇİN DEĞİL 15 TEMMUZ İÇİN YAPILDI
“Geçtiğimiz 6 ayda ortaya çıkan ve olması gereken değişiklikler bu KHK ile yapıldı. Sözkonusu düzenleme genel hatlarıyla koruma seviyesinin arttırmaktan ziyade 15 Temmuz sonrası yaşanan sürece istinaden yapılan düzenlemeleri içeriyor. Özel güvenlik sektörünü, şirketlerini, yöneticileri ve özel güvenlik çalışanlarının kontrol altında tutulmasını amaçlanıyor. Bu konuda şimdiye kadar bir suistimal sözkonosu değil dolayısıyla, bu değişiklikler bir suistimale istinaden değil, olası durumlara karşı tedbir amaçlı yapıldı.
ÖZEL GÜVENLİKLE TERÖR ÖNLENEMEZ
Özel güvenliğin silahlı olarak eğitim öğretim kurumları, sağlık tesisleri, talih oyunları, özel toplantı ve gösteri yerleri, içkili yerlerde silahlı görev yapamazlar maddesi halen duruyor. Bu maddenin tamamında değil ama belki bir kısmında sınırlı değişiklik yapılabilirdi. Stratejik tesisler ve kamuya açık alanlarda, özel güvenlik isteğe bağlı değil, zorunlu kılınabilirdi. Örneğin konser, spor karşılaşması, Reina gibi eğlence alanlarında özel güvenlik tedbirleri zorunlu olabilir. X-ray cihazı, kapı dedektörü, elemanların eğitimi, güvenlik kamerası gibi önlemler zorunlu olabilir. Ama öbür taraftan özel güvenliği görevi küçük asayiş olaylarının ötesine geçti. Şimdi terör konuşuyoruz. Bize boyumuzu aşacak misyon yüklenmesi doğru değil. Özel güvenliğe terör misyonu yüklenemez. O nedenle silah kullanımının yaygınlaşmasını doğru bulmuyoruz. Kapıya gelmiş terörü özel güvenlikle önleyemezsiniz. Belki eğitimleri artırarak hasarını azaltırsınız ama silah kullanımının yaygınlaşması başka sonuçlara neden olabilir. Masum insanların ölümüne, yaralanmasına ya da silahların amacı dışında suç örgütlerinin eline geçmesine neden olabilirsiniz. Bu nedenle silaha ilişkin düzenlemelerde dikkatli olmak gerekir.
VALİ AVM GÜVENLİĞİNİ ARTIRABİLECEK
Valilikler liman, gümrük, gar, spor müsabakası gibi sınırlı yerlerde alınan özel güvenlik tedbirlerinin artırılmasını isteyebiliyorken KHK ile yetkileri genişletildi. Buna göre özel güvenlik izni verilen yerlerin tamamında alınan tedbirleri yetersiz gördüklerinde valiler, ek önlem alınmasını isteyebilecek. Örneğin market, AVM, hastane, havalimanı gibi özel güvenliğin hizmet verdiği yerlerde tedbirlerin eksikliğini gördükleri takdirde valiler, daha fazla önlem alınmasını isteyebilecek.
Özel güvenlik görevlilerini çalıştıkları her birimde özel güvenlik sorumlusu bulunmuyordu. Eklenen bir fıkrayla hem şubelerinde, hem de kadrosu 15 kişi ve üzerinde olan yerlerde bir güvenlik sorumlusu belirlenmesi şartı getirildi. Böylece AVM’ler gibi 15 kişiden fazla güvenlik görevlisinin çalıştığı yerlerde en az ön lisans mezunu güvenlik sorumlusu istihdam edilecek. Bu da yaklaşık 5 bin kişinin bu konuda görevlendirilmesini gerektirecek.
Ayrıca özel güvenlik görevlilerinin sendikalı olmalarına karşı bir engel yoktu ama güvenliğin temini amacıyla grev yapmaları yasaktı. Grev yasağına uymayan güvenlik görevlisine engel yoktu. Bu yasayla grev yapan güvenlik görevlilerine cezai yaptırım geldi. 6 ay boyunca görev yapmalarına izin verilmeyecek.”http://www.hurriyet.com.tr/
CLEANER MAGAZINE

Sofra/Compass Group Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nihat Kartal,Türkiye’de toplu yemek sektörü, yıllık 20 milyar TL’lik bir ekonomik değere sahip.


Sofra Grup’un %100 sahibi olan Compass Group PLC, dünyanın en büyük yiyecek, içecek, servis ve organizasyon kuruluşu.Sofra/Compass Group Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nihat Kartal ile sektörü ve 2017 hedeflerini konuştuk.
Toplu yemek sektörünün Türkiye’deki konumu nedir? Sizin sektöre kazandırdıklarınız neler?
Türkiye’de toplu yemek sektörü, yıllık 20 milyar TL’lik bir ekonomik değere sahip. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan gıda üretim izni almış 5.000 işletme mevcut ve 400.000 kişiye istihdam sağlanıyor. Ekonomiye katkısı oldukça yüksek ve son yıllarda en hızlı büyüyen sektörlerin başında geliyor diyebiliriz. Tabii ki burada dünyada yaşanan ekonomik gelişmelere bağlı olarak her alanda ortaya çıkan küresel rekabetin hazır yemek sektöründe de kendini gösterdiğinin altını çizmek gerek. Sofra/Compass Group olarak toplu yemek sektöründe Türkiye’de açık ara lider durumdayız.
Sektörde bizi farklı kılan en önemli özelliklerimizden birisi deneyimli insan ve operasyonel gücümüzü doğru kullanmamız. Bunlarla birlikte çözüm odaklı yönetimimiz, sorunlardan kaçmamamız ve müşteri beklentilerini doğru yönetmemiz, grubumuzun başarısındaki ciddi etkenlerdir.
Türkiye çapında 81 ilde, 3000 farklı lokasyonda Türkiye’nin her yerine hizmet götürüyoruz. Toplu yemek hizmeti verdiğimiz kuruluşların kendi tesislerinde kurduğumuz mutfaklarımızdan ve Türkiye genelindeki 5 merkezi üretim tesisimizden günde toplam 1 milyon öğün yemek üretimi gerçekleştiriyoruz.
Yılda yaklaşık 250 milyon öğün yemek üretimine tekabül eden bu verilerden yola çıkarak tüm Türkiye’yi yılda 3 defa beslediğimizi söyleyebiliriz. 22 binden fazla çalışanımızla sektörün en büyük firmasıyız ve Türkiye’de özel sektörde sanayi kuruluşları arasında en büyük 3’üncü işveren olmamız da istihdama sağladığımız katkının en önemli kanıtı ve bundan gurur duyuyoruz.
Sofra Compass Group’un dünyadaki konumundan bahseder misiniz? Yaptığınız çalışmalar neler ve ulaşmak istediğiniz nokta nedir?
Sofra Grup’un %100 sahibi olan Compass Group PLC, dünyanın en büyük yiyecek, içecek, servis ve organizasyon kuruluşu. Compass Group PLC, 50 ülkede, 50 bin farklı lokasyonda, yıllık 19,9 milyar Pound cirosuyla ve 500 binin üzerinde çalışan personeliyle hizmet sunan dünyanın 6. büyük işvereni. Londra Menkul Kıymetler borsasına kote ve hisseleri FTSE 100 içinde işlem görüyor. 2015 yılında Fortune “Global 500” sıralamasında ise Compass Group dünyanın en büyük 418. kuruluşu olarak listelendi.

Sofra/Compass Group Türkiye olarak EUREST ve OBASAN markalarımızla iş merkezlerine ve fabrikalara, SCOLAREST markamızla eğitim kurumlarına, MEDIREST markamızla da sağlık kurumlarına toplu yemek hizmeti veriyoruz. EUREST SERVICES ile tesis işletim, bakım ve onarım, temizlik, iç taşıma ve depolama, idari ve ofis destek, açık alan ve çevre bakım gibi destek hizmetleri, EUROSERVE GÜVENLİK markamızla da koruma ve güvenlik hizmetleri sunuyoruz. Türkiye’nin 81 ilinde, 3 bin farklı lokasyondayız.
Bugün Compass Group içinde, 50 ülke arasında ilk 7’deyiz. Avrupa’da ise ilk 3’te yer alıyoruz. Bu da Türkiye olarak çok başarılı çalışmalara imza attığımızın bir göstergesi.
Şu ana kadar hayata geçirdiğiniz ve ileride gerçekleştirmek istediğiniz projelerden bahseder misiniz?
Sofra/Compass Group Türkiye olarak tarladaki ürününü hak ettiği fiyata satmakta zorlanan çiftçileri sevindirecek bir karara imza attık. 2015 yılında 500 milyon TL’lik gıda alımı yapan şirket anlaşmalı platformlar vasıtasıyla meyve ve sebzeyi doğrudan çiftçiden almaya başladık. Bu kararla hem çiftçiye destek olduğumuzu hem de kendi maliyetlerimizi dengelediğimizi söyleyebilirim. Türkiye’nin dört bir yanındaki çiftçilerle anlaşma yaparak daha tarladayken ürünlerini alma garantisi verdik. Anlaştığımız çiftçiler tarlalarını Sofra/Compass Group Türkiye için ekiyor. Biz de onlara gerekli desteği sağlıyoruz. Ürün alma garantisi veriyoruz ve ödeme planları yapıyoruz. İsteyen üreticiye ön ödeme yapıyoruz ve böylece gerekli tohumu ve gübreyi almalarını sağlıyoruz. Tohumun tarlaya atılmasından ürünün mutfaklarımıza gelişine kadar her aşamada çiftçiye destek oluyoruz. Çiftçi de böylelikle ürünümü kime satacağım, kaça satacağım endişesinden de kurtuluyor. Şimdiye kadar bu platformlar vasıtasıyla 450 çiftçiyle anlaşmalı üretim yaptık. Türkiye’nin dört bir yanındaki çiftçilerden alınan meyve ve sebzeler lojistik partnerimizin 6 deposunda toplanıyor. Yılda 500 milyon TL’lik gıda alımı yapıyoruz. Sebze ve meyve ile başladığımız doğrudan gıda alımını kademeli olarak diğer ürün gruplarında da uygulayacağız. Gıda fiyatları ciddi oranda artmıştı. Bu duruma yönelik tedbir almamız gerekiyordu ve tarladan ürünü almamız en doğru yöntemdi. Çiftçi ile anlaştığımız için aracı sayısı düştü. Çiftçi ürününü hak ettiği fiyata ve alım garantisi ile satıyor. Biz de maliyetlerimizi kontrol altına aldık. Dolayısıyla rekabet gücümüz arttı. Bu durum elbette müşterilerimize de olumlu yönde yansıyor.
2016 yılı sizin için nasıl geçti? Yeni yıl ile birlikte, Sofra Compass Group birtakım yeniliklere imza atacak mı?
Başarılı bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim. Londra’da bir araya gelen Compass Group Avrupa Bölge Liderlik Ekipleri toplantısında Türkiye, ‘’Yılın En Başarılı Ülkesi’’ seçildi. Bu bizim için çok gurur verici.
2016 yılında toplu yemek hizmetinde geçtiğimiz yıla göre %10, destek hizmetlerinde ise %23 büyüme kaydettik. Toplu yemek hizmetlerinden aldığı %20’lik pay ile en hızlı büyümeyi gerçekleştiren eğitim sektörü oldu. Bu sektörü öne çıkartan, anaokulundan üniversiteye kadar hizmet veren tüm Eğitim Kurumları oldu. Destek hizmetlerde ise iş merkezleri ve fabrikalar en fazla payı alanlar olarak dikkat çekti.
2017 için beklentilerimiz pozitif. Son 8 yıldır, global olarak her yıl çift haneli büyüyen bir grubuz. Türkiye’de 5 büyük merkezi üretim tesisi ile 1.200’e yakın mutfağı olan şirketimizin 2017 projeksiyonuna baktığımızda 1,4 milyar TL’lik ciro ve yine çift haneli büyüme hedefliyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz neler?
2017 yılında teknolojik anlamda da büyük yatırımlar yapıyor olacağız. Bu anlamda temizlik hizmetleri sunan markamız Eurest Services ile ilgili olarak ciddi çalışmalarımız var. Eurest Services ile 5000’i aşkın kadromuzla birbirinden farklı sektörlerdeki kurumlara temizlik hizmeti sağlıyoruz. Fabrikalar, plazalar, iş merkezleri, AVM, hastane, okullara hizmet veriyoruz. Günlük ofis temizliğinden endüstriyel teknik temizliğe kadar uzanan geniş bir yelpazede temizlik hizmetlerimizi sunuyoruz. 81 ilde yaklaşık 1200’e yakın projemiz var. Bu projelerle Türkiye’nin her yerindeyiz.
Müşterilerimize özel çözümler geliştirmeden önce işletmelerin ihtiyaçlarını ve hizmetin verileceği sahayı değerlendirmeye zaman ayırıyoruz. Uzmanlarımız, bu değerlendirme sonucunda kaliteli ve ihtiyaca uygun maliyetli temizlik programları sağlamak amacıyla yöntem, ekipman ve çalışma programları öneriyor. Süreçlerini ve maliyet optimizasyonunu bir araya getiren, Cleanovate sistemini kullanmaktayız.Bu sistemle Hizmet Sözleşmelerine (SLA) uygun ,çalışma performansını belgeleyerek (KPI) ları esas alarak, müşterilerimize profesyonel bir temizlik konsepti sağlıyoruz. Eurest Services,   sürdürülebilir ve yüksek kaliteye sahip hizmetlerini sunmayı amaçlamaktadır. Kullanmakta olduğumuz bu sistem ile nerede olursak olalım her zaman hizmet verdiğimiz lokasyonlar hakkindaki tüm bilgilere müşterilerimizle birlikte ulaşmamızı sağlamaktadır. Bu sistem sayesinde;
Kalite Kontrollerimizi basit bir sekilde yapabiliyoruz. Internete bağlanabilen tüm cihazlarla cleanovate sistemi üzerinden ulaşabiliyoruz. Tüm barcodları cleanovate sistemi üzerinden seçip üretebiliyoruz.
Şikayetler, bildirimler, kalite kontrol, makine envanteri, makine durum ve giderleri, mesai saatleri ve detayları, temizlik mıntıka planlaması, temizlik giderleri, özel görevler, nominal ve gerçek temizleme aralığı gibi tüm verileri bu sistem üzerinden takip edilip, raporlayabiliyoruz. Bu sisteme daha fazla bilgi ekleyip, istemediğimiz bilgileri çıkarabiliyoruz, yani hizmet verdiğimiz projelerin konseptine ve gerekliliğine göre sistemi ayarlayabiliyoruz.

Özellikle büyük tesislerde kullanılan temizlik makinelerinin daha akıllı olmalarıyla ilgili projelerimiz var. Bunlar insansız çalışan, otomatik belli periyodlarla kendi hareket eden, temizliği kendi yapan ve yine başladığı istasyona geri dönen makinelerle ilgili operasyonlarımızı desteklemeyi planlıyoruz. Bunula ilgili olarak tedarikçilerle işbirliği içerisindeyiz. Hijyen ve günlük operasyon kontrolü amacıyla yine teknolojik bir yatırım yapma hedefimiz var. Alan ve nokta kontrollerini akıllı telefon teknolojisiyle kontrol ediyor olacağız. Bu proje ile büyük tesislerde, hem çalışan personel verimini artırmak hem de yönetim kadrolarımızın operasyon üzerindeki yetkinliğini artırmayı planlıyoruz.
CLEANER MAGAZINE

ISS TÜRKİYE’NİN 2017 HEDEFİ YÜZDE 15 BÜYÜME




Yaklaşık 30 bin çalışanıyla Türkiye’nin en büyük özel sektör işverenleri arasında yer alan ISS Türkiye, 2017 yılı büyüme hedefini yüzde 15, ciro beklentisini ise 1,5 milyar TL olarak açıkladı. 2016 yılını 1,3 milyar TL ciroyla tamamlayan ISS Türkiye, 2017 yılında istihdamı yüzde 10-12 artırmayı planlıyor.
ISS Türkiye CEO’su Cavit Habib, 2005 yılından bu yana ülkemizde faaliyet gösteren şirketin, küresel ve ulusal düzeyde etkisini sürdüren ekonomik yavaşlamaya karşın 2016 yılı cirosunu bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 15 artışla 1,3 milyar TL olarak tamamladığını açıkladı. Cavit Habib, “Türkiye’nin en büyük işverenlerinden ISS Türkiye, halen 30 bine yakın çalışanın bulunduğu ve tesis yönetim, güvenlik, hazır yemek, haşere kontrol-bahçe bakım başlıkları altında konumlandırdığımız dört ayrı şirketimizdeki istihdamı ise 2017 yılı itibariyle yüzde 10-12 düzeyinde artırmayı planlıyoruz” dedi.
5 BİN YENİ İSTİHDAM
ISS Türkiye CEO’su Cavit Habib, 2016 yılı sonu itibariyle ISS Türkiye Genel Merkezi’nin de bulunduğu İstanbul başta olmak üzere Ankara, Antalya, Bursa, İzmir şubeleri ile Adana, Gaziantep, Eskişehir, Denizli, İzmit bölge ofislerinde 4 binden fazla müşteriye, 5 bin noktada 30 bine yakın çalışanla Temizlik, Güvenlik, Catering ve Haşere Kontrol ve Bitki Bakım şirketleriyle Tesis Yönetim hizmetinin en güzel örneklerinisunduklarını vurguladı.
ISS Türkiye bünyesinde 28 bin civarında saha çalışanı, 2 bin civarında da yönetici personel bulunduğunu ifade eden Cavit Habib, kadın çalışan oranının yüzde 41 gibi yüksek bir düzeyde bulunmasından duydukları memnuniyeti de ifade etti.
Şirketin Türkiye genelinde faaliyet göstermesi dolayısıyla eleman alımlarının yurt sathına yayıldığını vurgulayan Habib, özellikle yeni yapılanan projelere göre işe alım yoğunluğunun değiştiğini, son dönemlerde ardı ardına gerçekleşen projeler nedeniyle istihdamdaki ağırlığın İstanbul ilk sırada olmak üzere İç, Ege, Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine kaydığını belirtti.
ISS Türkiye CEO’su Cavit Habib, ISS Türkiye olarak en fazla temizlik görevlisi, güvenlik görevlisi, aşçı yardımcısı, bulaşık görevlisi, garson, resepsiyonist ve teknisyen pozisyonlarında işe alım gerçekleştirdiklerini anlattı. Habib, halen 30 bin kişinin çalıştığı ISS Türkiye’nin toplam istihdamının 2017 yılında yüzde 10-12 dolayında artarak 35 bine yakın civarda gerçekleşmesini öngördüklerinin altını çizdi.
“KRİZLERDEN YÖNETİMİNİ BİLİYORUZ”
Küresel ya da ulusal birçok kuruluşun ekonomik krizler dolayısıyla zor dönemler yaşadığından da söz eden Cavit Habib “Bizim için en önemli iki unsur müşteri memnuniyeti ile çalışan memnuniyetidir. Doğru müşterilerle, doğru sistem ve çalışma arkadaşlarıyla çalışırsanız, hem müşterinizi hem de çalışanınızı memnun ederseniz, nasıl bir ekonomik kriz olursa olsun büyümeye devam edersiniz” dedi.
ISS World Genel Merkezi’nin yatırım yapmaktan en memnun olduğu ilk beş ülke arasında yer aldıklarını belirten Cavit Habib, merkez yönetimin ülkemizdeki potansiyeli ve dinamizmi heyecanla izlediğini ifade etti.
“HİZMET KALİTESİ VE DOĞAYA SAYGI ESASTIR”
ISS Türkiye CEO’su Cavit Habib, dünyanın en büyük tesis yönetimi şirketlerinden birinin Türkiye ayağı olarak hizmet anlayışlarının aynı sektördeki firmalardan farkına da dikkat çekti. ISS Entegre Tesis Yönetimi sayesinde müşterinin hizmet beklentisi ile gerçekten ihtiyaç duyduğu hizmeti uyumlu hale getirdiklerini anlatan Habib, böylece hem kaynakları daha verimli kullanabildiklerini hem de masrafların azalmasını sağladıklarını vurguladı.
Teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten Habib şöyle devam etti: “2011 yılından itibaren ISS Tesis/Temizlik Hizmetlerinde kullanılmaya başlanan, hijyen artırıcı ve çalışan ergonomisini gözeten ileri teknoloji CleaningExcellence (CE) uygulamaları temizlik sistemine yeni bir boyut kazandırdı diyebilirim.Daha az kimyasal, daha az su ve daha az iş gücü kullanarak operasyon anlamında müşterilerimize katma değer sağlayan projemiz, firmamızın doğaya ve bireye saygılı çalışma politikasının en belirgin kanıtı.”
CLEANER MAGAZINE